Meritokrasi yoksunluğu toplumu nasıl etkiler?


 

Platon, İsa’dan 400 sene önce Devlet’i yazdığında demokrasiyi tanımlarken, demokrasiyi oklokrasi ile meritokrasi arasında salınan bir yönetim biçimi olarak tarif etmiştir. Oklokrasi cehaletin üstünlüğüdür. Meritokrasi ise hak edenin, liyakatin üstünlüğüdür. Yani öyle toplumlar olabilir ki cehalet kendine ait bir yönetici seçebilir. Bu seçilmiş olan yönetici demokrasiyle seçilmiştir, demokratik kurallarla seçilmiştir ama cehaletin yönetimi toplumu iyiye götürmeyebilir. Bu nedenle demokrasinin içindeki katmanlardan meritokrasiye doğru biz yaklaşmalıyız ki demokrasi iyi bir yönetim biçimi olsun. Bu nedenle meritokrasi, yani liyakat, hak edenin belirli bir görevi alması. Bu aslında şu anki toplumumuzda, dünyada, yani bu Post Truth Era ettiğimiz lanet bir dönem var ya, bu dönem içerisinde çok az bulunan şey. Ama meritokrasi işin layığına verilmesi, hak edene verilmesi. Bunu yapmak her zaman kolay bir şey değil çünkü hak eden kimdir sorusunun yanıtını bulmak da kolay bir şey değil. Fakat en azından böyle bir hedef olması lazım ki demokrasi işe yarasın. Aksi takdirde demokrasi tehlikeli bir rejimdir. Demokrasiyi kurtaran meritokrasidir. Yani liyakatın üstünlüğü ilkesinin uygulandığı toplumlarda, demokrasi o toplumu ileriye götürür.

 


Yapay zekanın en layık devlet yöneticisini seçebileceğini düşünüyor musunuz?


 

Yani bir insan seçiyorsa bir yapay zeka da seçer onu baştan söyleyeyim. Yani bir insan seçebiliyorsa ya da bir insanın herhangi bir iş için en layığını seçtiğini kabulleniyorsak zaten yapay zekanın da yapabileceği kabullenmek zorundayız ama burada esas önemli olan içinde bulunulan o örüntü, içinde bulunan o zihinsel ağdır. Ne zaman ki herhangi bir seçimi tek bir kişi, tek bir nokta, tek bir yapay zeka, tek bir makine, tek bir insan yapmaz, bu bağlantısallık ağı yaparsa işte o zaman en iyi seçilebilir. Bu bağlantısallık ağının bir yapay zeka karşılığı var mıdır? Evet. Daha zor bir şey ama muhtemelen olabilir çünkü bağlantısallık denilen bu yapı bir bilinç oluşturur. Yani liyakati belirleyen bilinçtir. Liyakati belirleyen tek tek insanlar değil, tek tek odaklar, tek tek bir algoritma falan değil. Bu örüntü, bu ilişkiler ağı, bağlantısallık matematiği, bu beraberinde bilinç oluşturur ya da vicdan oluşturur diyeyim. Bu bağlantısallık bütünlüğünün oluşturduğu bu karar esas meritokrasiyi oluşturan bir karardır. Bir kişi eğer bu bağlantısallık bütünlüğünün yerine karar vermeye başlarsa zaten bunun adı demokrasi olmaz. O zaman da meritokrasinin bu sistem içerisinde yeri olmaz. Dolayısıyla tek bir yapay zeka algoritması meritokrasi konusunda karar verdiği zaman, o zaman bu diktatörlük haklarının tek bir yapay zekaya verilmesi anlamına gelebilir. O da tehlikeli bir şey. Yani bilinç her an bu bağlantısallık ağının oluşturduğu bir süreçtir. Bu bilince güvenmek lazım.