Sosyal hayatın psikolojiye etkisini gözler önüne seren, göz önünde bulundurulması gereken fikirler içeren bir metin.


 

Dinlemek aktif bir eylemdir ve bu eylemi gerçekleştirebilmek dikkat ister. Ama ne yazık ki, günümüzde insanlar birbirlerini dinlemiyorlar, dinlemek istemiyorlar. Karşılarındaki insanı duyuyorlar ve sadece kendileri için söz sırası bekliyorlar. Duymayı -dikkat edelim, dinlemekten bahsetmiyorum- bitirdikten sonra da -aynı konu veya farklı konu olsun- kendi anılarını, kendi yaşantılarını anlatmaya başlıyorlar. Peki –bana göre- insanın psikolojisiyle alakalı bu davranışın neden / nedenleri nelerdir?

 

 

Saygı


Dinlemek, karşı tarafa olan saygının göstergesidir. Eğer bir insan, karşısındaki insan kulak vermiyor ve sürekli kendisinden bahsediyor ise, karşısındaki insanın her hangi bir yönden üstün tarafları olabileceğini, ondan en ufak bir bilgi alabileceğini düşünmüyor demektir. Sonuçta ne kadar çok konuşuyor ise, o kadar az dinleyecektir.

“Söz söylemede yücelik aramayın! Dinlemek, söylemekten yeğdir.”Mevlana

 

 

İletişim Bozuklukları ve İnsan İlişkileri


 Benim nezdimde bir diğer neden ise, iletişim bozuklukları. Günümüzde insanlar bilgisayarlarla, telefonlarla, kısacası sosyal medyayla çok fazla ilgilendikleri için başkalarıyla iletişim kurmayı gün geçtikçe unutuyorlar. Ne karşılarındaki insanlara dertlerini tesirli bir şekilde anlatabiliyorlar ne de onları anlayabiliyorlar. Anlayamadıkları için yorum da yapamıyorlar. Aslına bakılırsa bu durum, nedensonuç ilişkisi kapsamında normal bir durum olarak gözükse bile, önüne geçilmesi, aşılması gereken başka bir problemdir.

 

 

Narsistik Kişilik Bozukluğu


 Kısaca, kişinin kendine aşık olması, kendini her kavramın üzerinde tutması olarak tanımlanabilecek narsisizm, bugün en çok konuşulan konulardan bir tanesi. Bilhassa empati yoksunu olmaları, benmerkezci ve egoist bir kişiliğe sahip olmaları narsist insanları bu sorunun nedenleri arasına sokabilecek güçlü özellikler. Ancak her konuşmak için sıra bekleyen insana narsist diyemeyiz çünkü tek sebep bu olmayabilir.

 

 

Sigmund Freud, narsisizmi; dış dünyadan çekilen libidonun benliğe yönetilmesiyle ortaya çıkan bir durum olarak açıklamaktadır. Aynı zamanda birincil ve ikincil türden ziyade, normal ve patolojik narsisizm kavramlarını da ortaya koymuştur. Bu iki türü birbirinden ayıran en belirgin özellik, birinde içsel süreçte tamamen başkalarının düşünceleriyle beslenmeye açık bireyler olmaları, diğerinde ise bu durumun tam zıttı bir şekilde meydana gelmesidir. Aslında patolojik narsist bireyler kendilerini, kendilerine göre bir şekilde tehdit oluşturan durumlardan korumak adına bir nevi savunma mekanizması geliştirip bu şekilde bir kişilik organizasyonu içerisine girmiş gibidirler. Bundan dolayıdır ki bu bireyler, karşılarındaki insana kulak vermezler, onlara kendi hayatlarından kesitler anlatıp onları övmelerini, icapta bulunmalarını isterler.

 

Yazımda sona yaklaşırken son bir soru sormak istiyorum. Peki, etrafımızdaki bu insanlar ve bu problemleri için ne yapabiliriz? Aslında denenebilecek bir kaç çözüm yolu var. En başta, sürekli etkileşim içinde olduğumuz, sürekli iletişim kurmak durumunda kaldığımız bu insanlara bu açıdan not verebilir, eğer her seferinde düşük not alıyorlarsa onları hayatımızdan çıkartabilir ya da onlarla geçirdiğimiz zamanı minimum düzeye indirmeye çalışabiliriz. Ya da bir başka çözüm olarak beklentiyi azaltabiliriz. Eğer beklentiyi azaltırsak, bu insanlarla ettiğimiz sohbet sonunda yıpranma payımız da o kadar az olur. Ama bana göre en kesim çözüm bu sorunu onlara söylemektir. Sonuçta insanlar konuşarak anlaşır ve belki bu sorunu -bilinçsiz bir şekilde- meydana getiren insanları ikaz etmek, sorunun bizim tahmin ettiğimizden daha erken bir şekilde çözülebilmesine olanak sağlayabilir.

 

Tabi bunlar, benim gözlemlediğim kadarıyla, tespit ettiğim bir sorunun sebeplerini ararken, üzerine kafa yormam ve hakkında biraz araştırma yapmam sonucu, hali hazırda bulunan teorilerden yola çıkarak keşfettiğim sebepler ve ana sorunun –kısmen de olsa- çözümleridir.

 

İnsanların söylediklerine kulak verin. En beklemediğiniz insandan bile en beklemediğiniz bilgileri alabilirsiniz. Atalarımız bile bu konuyla alakalı bir iki kelam ettiyse, bir bildikleri vardır diye düşünüyorum.

“Az söyle, çok dinle.”

 

karel baki


Kaynakça:

Karaaziz, M. ve Erdem Atak,  2013, Narsisizm ve Narsisizmle İlgili Araştırmalar Üzerine Bir Gözden Geçirme, Nesne Dergisi Makale; (http://nesnedergisi.com/makale/pdf/1377697916.pdf)

http://www.antalyapsikiyatri.com/aile-evlilik-ve-cift-sorunlari/dinlemeyi-bilmek

https://paratic.com/narsist-ne-demek-narsisizm-nedir/

https://www.researchgate.net/figure/Narcissism-research-over-time_fig1_30858321

https://jestercreative.com/blog/problems-solutions-and-communication/