Theodoros Demircioğlu. Eski seslerden. Kimdir bu yarı türk yarı rum isim demeyin. Bu parçadan sonra kendisini unutamayacaksınız. Tabii tarihsel melankoliye eğiliminiz varsa.

 

 

Theodoros Demircioğlu, 1930’lu yıllarda yaşamış Kapadokyalı bir müzisyen. Kendisinin elimizde 3 tane Karamanlı lehçesiyle okunmuş kaydı var. Bundan gayrı elimizde pek bilgi yok. Rumca şarkılarına şahsen denk gelmedim. Vardır diye düşünüyorum. Bizi ilgilendiren kısmı, meşhur Karamanlı (Türkçe konuşan Karaman Hıristiyanları) lehçesiyle söylediği parçalar ve bu parçalardan kanımca en önemlisi “Kasap Misak”.

 

 

Bu şarkı; daha doğrusu bu ağıt, siyasi görüşü her ne olursa olsun duygu sahibi bir insanı harap edebilecek potansiyele sahip. Zira sanatçının ses tonu, kullanılan enstrüman; ve parçanın konusu olan idam, taş olanı çatlatacak potansiyelde acı sunuyor.

 

 

Konusu ise kimine “oh iyi olmuş” dedirtebileceği gibi, kimine de “keşke olmasaydı” dedirtiyor. Anlatalım. Konumuz: 1909 Adana olayları. İstanbul’da 31 Mart olaylarının patlamasıyla Adana’da yaşanan bir kargaşa. 14-27 Nisan tarihleri arasında Adana’da yaşanan berbat bir kaos. Bölgedeki Ermeni ve Müslüman(Türk, Kürt, Arap) halkının arasında yaşanmış olmaz olası bir kargaşa. Ve Cemal Paşa’nın anıları dikkate alınırsa ölen 17.000 Ermeni ve 1850 Müslüman. Hemen hepsi Osmanlı vatandaşı. Yazıyı siyasi tartışmalardan uzak tutmak adına olayın insani dehşet yönünü, siyasi ve sosyolojik sebeplerini vs, anlatmayacağım. İsteyen Google amcaya “1909 Adana Katliamı” yazarak her türlü akademik bilgiye ulaşabilir. Ha keza Halide Edip Adıvar’ın “Ölenlerle öldürülenler” isimli cesur yazısını okuyabilir.

 

1909, Adana

 

Sona gelecek olursak, bu acı olayların nihayetinde 56 müslüman, 7 ermeni idam edildi. Kasap Misak, yani Misak Serkisyan’da idam edilen Ermeniler arasındaydı. Mesleği kasaplıktı. Kasap Misak Serkisoğlu’nun ardından muazzam bir ağıt yakıldı. Yıllar sonra Theodoros Demircioğlu tarafından seslendirildi.  Misak’ın kendi ağzından olan bu ağıdın sözleri şu şekilde:

 

 

A efendim!

Tecellim bu, acap halim gün alır mı?

Gaderim böyle yazıldi, gara bahtım (anam) oyanır mı?

Mevtime sebep olan kendirler (anam) yaġlanır mı?

Başım açık, yalınayak, benim gibi (anam) sallanır mı?

Bu ne haldır, Kasap Misak?

Bu haliñe can dayanır mı?

Goyun gibi asıldın sen,

Seni gören inanır mı?

Efendim aman aman…

A efendim!

Beyaz entari geydirdiler,

Gece vakti rüya gibi.

Evladıma hasretimden,

Çeşmim akar seyran gibi.

Daraġacım hazır oldu,

Beni bekler (anam) mehman gibi.

Golum bağlı, durdurdular,

Aman Allah, gurban gibi.

Bu ne haldır, Kasap Misak?

Bu haliñe can dayanır mı?

Goyun gibi asıldın sen,

Seni gören dayanır mı?

 

 

Nihayetinde; idam sebebi ne olursa olsun (dediğim gibi isteyen google’dan bakabilir), her idam acı, her ağıt vurucu, her ölüm zamansız; dinleyin, dinletin efendim.

Sevgilerle.