Kavramların arasında kalan özgür iradenin güzel ve akılda kalıcı bir incelemesi.


 

Özgür irade var mıdır?

Daha önce bu konuda araştırma yapmamış veya oturup düşünmemiş hemen hemen herkes evet diyecektir bu soruya. Yani ne yapacağıma ben karar veriyorum, bir başkası benim aklımı kontrol etmiyor öyleyse özgür iradem vardır herhalde. Sağduyu bizi bu sonuca çıkarsa da felsefe dünyası bu konuya bu kadar kolay cevap verebilmiş değil.

Bir konuda konuşmadan önce kavramları tanımlama nin önemli olduğunu düşünüyorum. Aynı kavram yüz farklı kişiye yüz farklı anlam çağrıştırabilir. Basitçe “Yaptıklarımızın kontrolünün bizde olması” gibi genel bir tanım yapabiliriz. Ancak filozoflar bazen bu tanımın kapsamını ve içeriğini değiştirmişlerdir.

Örnek olarak bu yazıyı okumaya siz karar verdiniz. Birisi yazıyı okumanız için başınıza silah dayamadıysa veya uzaktan aklınızı kontrol eden bir cihaz sizi bu yazıyı okumak için programlamadıysa siz bu yazıyı özgür iradenizle okudunuz diyebiliriz. Ya da öyle mi?

 

Determinizm

Determinizm yani belirlenimcilik de bu konuda kesinlikle bilmemiz gereken bir diğer kavram. Belirlenimcilik TDK’ye göre “Her olayın başka olayların gerekli ve kaçınılmaz bir sonucu olduğunu ileri süren öğreti, gerekircilik.” Buradaki kilit ifade aslında kaçınılmaz sonucu olması. Yani belirlenimcilik fikri eğer doğruysa gelecek çatallanarak ilerlemiyor. Tek bir doğrultuda ve kaçınılmaz olarak aynı yere doğru nedensellik bağıntısı içinde ilerliyor.

Başka bir deyişle siz bu yazıyı okumanız için gereken nedensel sebepler (Bu konuya meraklı olmanız, yazımı paylaştığımı görebilmeniz, benim bu yazıyı yazmam vs.) oluştuğu ve sizi bu sonuca ittiği için bu yazıyı okuyorsunuz. Bu nedensel sebepler o kadar fazla ve karmaşık ki hesaplamak şu an için imkansız. Ama hesaplayamıyor olmamız bunun önceden belirli, hesaplanabilir ve kesin oluşunu değiştirmiyor.

 

Bağdaşırcılık (Compatibilism)

Bağdaşırcılık, Belirlenimcilik ve özgür iradenin aynı anda doğru olduğunu söyleyen görüştür. Thomas Hobbes, John Locke ve David Hume gibi ünlü felsefeciler bu düşünceyi benimsemişlerdir.

“Her şey önceden belirliyse ve ben nedensel sebeplerin belirlediği sondan aksini seçemiyorsam nasıl özgür iradem olabilir ki ?” diye sorsaydınız Klasik Bağdaşırcılar size “Seni tutan mı vardı?” şeklinde yanıt verirlerdi. Onlara göre özgür irade bir bir seçimin veya davranışın aksini yapabilmek için bir engel bulunmamasıdır. Gelecek tek bir yönde ilerleyebilir ve bizim seçeceğimiz veya yapacağımız her şey belirli olabilir ama bizim diğer seçimi yapmamızı için engelleyen hiçbir şey yoktur. Biz kendi özgür irademizle seçimlerimizi yapmışızdır.

Örneğin iki tane şirket sizinle çalışmak istiyor ve sizin seçim yapanız gerekiyor. A şirketi de B şirketi de size koşullarını sundu ve siz B şirketini seçtiniz. Seçim yaparken sizi etkileyen belirli bir geçmişiniz (örneğin A şirketinin konumu bıçaklı saldırıya uğrayıp uzun süre terapi gördüğünüz caddede), istekleriniz (B şirketi size özel oda verdi), beklentileriniz (örneğin maaşı yüksek beklediğiniz için B şirketini seçtiniz) vs. var. Bağdaşırcılara göre aynı beklentiler,geçmiş ve isteklerle her seferinde aynı seçimi yapardınız ama bu sizin B şirketini özgür iradeniz olmadan seçtiğiniz anlamına gelmiyor. Diğer bir deyişle aynı geçmişin sizi her seferinde aynı geleceğe götürmesi (Belirlenimcilik) sizin özgür iradeniz olmadığı anlamına gelmiyor.

 

Bağdaşmazcılık  (İncompatibilism)

Tabi bu konuda tüm felsefeciler bağdaşırcılar gibi düşünmüyor. Bağdaşmazcılar özgür iradeyle belirlenimciliğin aynı anda doğru olamayacağını savunuyorlar. Consequence Argument (herhangi bir çevirisini bulamadım kabaca Sonuç Argümanı denilebilir) Bağdaşırcılara karşı çıkar.

Sonuç argümanına göre:

  1. Geçmişi değiştirmek için şu an yapabileceğimiz hiçbir şey yoktur.
  2. Doğa yasalarını değiştirmek için şu an yapabileceğimiz bir şey yoktur.

İkisini bir araya getirirsek eğer,

  1. Geçmişi ve doğa yasalarını değiştirmek için yapabileceğimiz hiçbir şey yoktur.

Eğer belirlenimcilik doğruysa,

  1. Şimdiki zamandaki seçimlerimiz ve hareketlerimiz geçmişin ve doğa yasalarının kaçınılmaz ve nedensel sonuçlardır.
  2. O zaman şimdiki zamandaki seçimlerimizi ve hareketlerimizi değiştirmek için yapabileceğimiz hiçbir şey yoktur.

Diğer bir deyişle Sonuç Argümanı’na göre belirlenimcilik doğru ise Bağdaşırcıların dediği gibi aksini seçmemize imkan yoktur. O halde belirlenimcilik ve özgür irade aynı anda doğru olamaz.

Bu noktadan sonra Bağdaşmazcılar ikiye ayrılıyor ve bir kısmı belirlenimciliği reddediyor ve özgür iradeye inanıyor bir kısmı ise belirlenimciliği kabul ediyor (ya da belirlenimciliğin doğru olup olmamasının sonucu değiştirmeyeceğini düşünüyor) ve özgür iradeyi reddediyor.

 

Liberteryenizm

Liberteryenizm kelimesi daha çok siyasi bir görüş olarak bilinse de bu konuda siyasetle bir alakası yok. Özgür irade konusunda belirlenimciliği reddeden ve özgür iradenin olduğunu savunan görüşe liberteryenizm diyoruz.

Belirlenimcilik uzun süre çok yaygın ve güçlü bir görüş olsa da fizikteki gelişmeler bilimsel bir belirlenimcilik düşüncesine darbe vurmuştur. Atom altı parçacıklarda gözlenen rastgele hareketler belirlenimciliği reddetmeyi kolaylaştırmıştır. Kuantum teorisindeki belirlenimciliğe aykırı yapı, liberteryenler için insanların da nedensel bir

belirlenim sonucu hareket etmek zorunda olmadığını gösterir.

 

 

Liberteryenler dış etkenlerin, genetiğin, isteklerin kararlarımızı hiç etkilemediğini söylemezler. Onlar daha çok “zorundalık olmadan meyil” kavramını kullanırlar. Geçmişim veya genetiğim beni B şirketini seçmeye meyilli yapabilir. Yine de kararı kendi özgür irademe göre veririm. Liberteryenlere göre bu seçim (herhangi bir seçeneğe meyil olsa dahi) etken olarak benim özgür irademin sonucudur.

 

Katı Bağdaşmazcılar (Hard İncompatibilism)

Bağdaşmazcıların özgür iradeye inanmayan kısmına ise katı bağdaşmazcılar diyoruz. Her ne kadar belirlenimcilik ve özgür iradenin beraber olamayacağını ve özgür iradenin var olmadığını düşünseler de genel olarak belirlenimciliğin doğruluğu konusunda çekimser kalırlar. Bilimdeki ilerlemelerin belirlenimciliğin kaderini belirleyeceğini düşünürler. Belirlenimciliğin hem doğru hem de yanlış olmasının özgür iradeyle çeliştiğini düşünürler. Belirlenimciliğin doğru olması durumunda nasıl özgür iradeyle uyuşmadığını Sonuç Argümanıyla göstermiştik.

Peki belirlenimciliğin olmaması nasıl özgür iradeyle çelişiyor? Belirlenimci olmayan olaylar (atom altı parçacıklarda gözlenen) rastgele ve şans eseri gerçekleşiyor. Diyelim ki aynı geçmiş ve koşullarda farklı karar vermemizi beynimizdeki rastgele ve şans eseri gerçekleşen olaylar sağlıyor. Bağdaşırcılık bölümündeki örneğe dönelim. Siz uzun süre düşünüyorsunuz ve B şirketinin isteklerinize ve beklentilerinize daha uygun bir şirket olduğunu görüyorsunuz. Beyninizde birden şans eseri bir değişim oluyor ve fikriniz değişiyor. Bu değişimin ardından A şirketini seçiyorsunuz. Bu durumda, sizin kontrolünüzde olmayan bu değişimin belirlenimci olmadığı doğrudur. Ama şans eseri oluşan bu karara özgür irade de diyemeyiz.

Schopenhauer yan odaya gitmek isteyen bir adam düşünmemizi ister. Adamın ayağı rastgele bir şekilde hareket etmeye başlar ve adamı istediği odaya tamamen şans eseri (adamın kontrolü olmadan) götürür. Bu durumda Schopenhauer liberteryenlere döner ve “Sizin özgür irade anlayışınız bu mudur?” diye sorar.

Sonuç olarak özgür irade tartışması benim ele almadığım birçok kısmıyla da birlikte yakın zamanda sonlanabilecek gibi görünmüyor. Gelecekteki bilimsel çalışmalar bu alanı etkileyecek ve zenginleştirecektir.

 

mert üremiş


 

Kaynakça

  1. Kane. R. (2005) Free will
  2. http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.5bb3d0c8391486.14821037
  3. https://plato.stanford.edu/entries/freewill/#ArguForRealFreeWill
  4. http://www.kuantum.gen.tr/2011/10/determinizm-ve-ozgur-irade/