İş dünyasındaki örneklerden yola çıkarak, kurumsal kölelik nasıl otonomiyle yönetime dönüştürülebilir?
Bütün şirketlerin şu andaki sorunu bu. Çünkü Z kuşağı, kurumsal köleliği bilinçli bir şekilde tarif etmese bile reddediyor. Ve otonomiye daha fazla değer veren bir kuşak.
Otonominin boyutları: Ne yapacaksın, kiminle yapacaksın, nasıl yapacaksın ve ne zaman yapacaksın? Dört tane boyutu var. Bunlara kimin karar verdiğine bağlı olarak otonominin seviyesi değişiyor. Kurumlarda dördüne birden sizin bir veya iki üstünüzdeki insan karar veriyor. Dolayısıyla siz tam anlamıyla bir avatarsınız, bir robotsunuz. Bir iş görme birimisiniz. Ama bu insanın tabiatına aykırı. Kurumlar bunu fark ediyorlar ve benim onlara önerim, bu dört boyuttan verebildiğimiz kadarını çalışana verin. Ama her çalışana değil. Bazı çalışanlar memnunlar avatar gibi çalışmaktan. Çalışabilirler o şekilde. Bazıları bir boyutu kendilerine bırakılırsa memnun olacaklar. Yani kendi takımlarını seçebilirlerse gerisini tolere edebiliyorlar. Bazıları iki boyutu istiyorlar. “Ne zaman yapacağıma da ben karar vereyim.” diyor. Bazısı nasıl yapacağına kendisi karar vermek istiyor. Daha derin bir otonomi arzusu içinde olanlar, en potansiyeli en yüksek olanlar ya da kurumsal köleliğe en az yatkın olanlar da ne yapacaklarına da kendileri karar vermek istiyorlar. Bunlarla baş etmek bir kurum için çok çok zor. Dört boyutu birden geri vermeleri mümkün değil. Ama kısmen de olsa bazı boyutlarda, bazı ödünler vermeleri gerektiğini fark ediyorlar. İşte esnek zaman, ya da işte takımların içerden oluşturulması, kısmen ne yapacaklarına kendilerinin karar verebilmesi falan gibi uygulamalarla Z kuşağını içeride tutmaya çalışıyorlar.
Ama gerçek anlamda otonomiye ulaşmanın yolu kendi işini kurmak, kendi takımını seçmek, kendi istediğin zamanlar içerisinde, kendi istediğin işi yapmak. Buna da ancak girişimci olarak ulaşabileceğini düşünüyorum insanların. Dolayısıyla herkesin hayatlarının bir döneminde, bir girişimle tanışması gerektiğini düşünüyorum. Tanışanlar da geri dönemiyorlar pek. Yani bazıları batıyor, mecburen kurumsal köleliğe geri dönüyorlar. İşte üç beş sene daha çalışıp para biriktiriyorlar. Çevreye ediniyorlar vesaire ama içlerinde hep o bağımsızlık, özgürlük virüsü var. Kurumların işi çok zor.
Ben 21. yüzyılda kurumların bu soruna çok kaynak ayıracağını düşünüyorum, çözemeyeceklerini düşünüyorum, küçüleceklerini düşünüyorum. Daha fazla işi sanala çevireceklerini düşünüyorum. Bu konuya çok kafaya yorulacağını düşünüyorum, iş tasarımı işine çok kafa yorulacağını düşünüyorum. Zaten bir sürü çok rutin iş de inşallah en kısa zamanda ortadan kaybolacak. Şu robotlar gelsin de şu pis işleri alsınlar üstümüzden. Tekrarlanan, kolay tarif edilen işleri, alsınlar üstümüzden bir an önce diyorum.