Tarihimizi etkileyen notaların sonsuz yankıları.


 

Türk siyasi tarihinde müzik; başlı başına bir inceleme konusu. Hazır 31 Mart 2019 seçimleri taze bitmişken; bu konuya bir değinmek gerek. Zira müzik, Türk halkının hangi cenahtan olursa olsun dikkat ettiği bir konu; hatta öyle hassas bir konu ki muhafazakar partiler bile (ki aralarında müziğin haram olduğunu söyleyecek kadar radikal insanlar olmasına rağmen) iyi bir seçim kampanyası için müziğin şart olduğunu düşünüyorlar.

 

Farz-ı misal; AKP son seçimde “Bizimkisi bir aşk hikayesi” dedi. Klasik bir aşk şarkısını kendi lehine çok güzel yorumladı. Hakeza Cumhurbaşkanı, yıllar önce de “Beraber ıslandık biz bu yağmurda” diyordu. Ve takkeli amcalar, çarşaflı teyzeler bile bu şarkılara eşlik ediyordu.

 

Ha keza; CHP özellikle Onur Akın önderliğinde marş tadında melodilerle ilginç tatlar yakaladı. Ekseri “geliyor” tarzında söylemlerle, “Geliyor Kılıçdaroğlu”, “Geliyor İmamoğlu” gibi marşlar söylendi.

 

Saadet Partisi, Hdp, İyi Parti, Mhp; hepsi kendi tarzında müzikle etkili olmaya çalıştılar.

 

Ancak güncel örnekler geçmişteki melodilerin yanında fazlasıyla pasif kalıyor. Özellikle 70’li yıllarda seçim müzikleri Türkiye tarihinde görüp, görebileceği en marjinal dönemi gördü. Hatta bunu seçime indirmemek gerek; genellikle parti politikasını müzik aracılığıyla iletmek, halkın anlayacağı tarzda, kulakta hoş ve unutulmaz ezgiler bırakarak onu ikna etmek siyasi partiler için önemli bir aygıttı.

 

Tarihimizden Garip Şarkılar serisinin ikinci bölümünde; tam da bu yüzden inanılmaz bir şarkıyı sizinle paylaşmak istedim. Parçanın adı “Komüniste Kanma Zühtü!”. Evet, bildiğimiz Zühtü. Samanlıktan samanı kaldıramayışımızı ve uğruna yandığımızı; Ali Rıza Gündoğdu’nun müthiş sesiyle öğrendiğimiz Zühtü. Hababam Sınıfı’nda kulaklarımızda unutulmaz bir tat bırakan Zühtü; bu sefer bambaşka bir kişi olarak bir siyasi seçmen olarak karşımızda!

 

 

Sene 1977. İktidarda Milliyetçi Cephe hükümeti var, fakat Karaoğlan efsanesi çok canlı, Kıbrıs alınalı henüz 3 yıl olmuş ama ortada yine bir politik kavga ve seçim isteği; bu sefer komünizm rüzgarı da doludizgin esmekte! Kanlı 1 Mayıs yaşanalı henüz bir kaç ay olmuş. Adalet Partisi ve Süleyman Demirel, yanında MSP ve MHP desteğiyle; Ecevit’in komünist olduğundan dem vurarak halka komünizmin tehlikelerinden bahsetmek istiyorlar. Hoş Bülent Ecevit komünist değil, ama nihayetinde solcu! “O da bir çeşit komünist işte” mesajını bir şekilde halka iletmek gerekiyor. Kolay değil, dağlara taşlara “Karaoğlan” yazılıyor. Ve Sovyetler Birliği kuzeyde kocaman bir varlık olarak dururken, halkımızı Komünizm tehlikesinden kurtarmak isteyen Süleyman Demirel ve ekibi işe Zühtü’den başlamak istiyor. Solist Öztürk Serengil, parça “Milliyetçi Zühtü”. Şarkının sözleri şu şekilde;

 

Gariban bir vatandaşsın senin aklın Zühtü,

Kendini tanı Zühtü,

Türklüğünü unutturanlara kanma Zühtü,

Aklını topla Zühtü, Kafayı vurursun Zühtü.

Uyuma sakın Zühtü, Sonra yanarsın Zühtü.

Komüniste kanma Zühtü.

Ecdadının kemikleri sızlıyor be Zühtü,

Aklını topla Zühtü,

O şehitler olmasaydı sen var mıydın Zühtü?

Komüniste kanma Zühtü!

Ar namus gider Zühtü.

Din iman kalmaz Zühtü!

Pişman olursun Zühtü

Galiçya’da, Kafkasya’da, Korelerde Zühtü!

Dökülen kanı Zühtü,

Moskof cennet ise niye kaçıyorlar Zühtü?

Uyuma sakın Zühtü.

Gerçek budur Zühtü.

Din iman kalmaz Zühtü,

Ar namus gider Zühtü,

Komüniste kanma Zühtü!

Sen oyunu kime vercen seçimlerde Zühtü?

Aklını topla Zühtü!

Süleyman’dır yolun Zühtü.

Unutma sakın Zühtü!

Barajları Zühtü, Fabrikaları Zühtü, Asfaltları zühtü!

Televizyonu zühtü, köprüleri zühtü!

Milliyetçi Zühtü, unutma!

Unutma bunları Zühtü!

Haysiyetli, milliyetçi Zühtü!

 

Ne kadar marjinal değil mi? Öztürk Serengil’in söylediği bu şarkı Türk siyasi tarihinin şüphesiz en saykodelik parçalarından biri. Zühtü’nün gariban bir vatandaş olduğunun hatırlatılmasıyla başlayan, onun pişman olmamasını dileyen, Zühtü’nün milliyetçi duygularına ona 1. Dünya Savaşını ve Kore Savaşı’nı hatırlatarak uyandıran, yer yer Zühtü’nün muhafazakar yönlerine değinen fakat Zühtü’nün sandık başında oy vereceği kişinin Süleyman olduğunu unutmasından da şüphelenen; arada muazzam bir keyboard solo attıktan sonra Moskova’dan kaçanlar üzerinden anti sosyalizm propagandası yapan ve son olarak barajlar, fabrikalar, televizyon, yollar ve köprüler gibi bugünün seçim propagandalarında da değinilen öğelerle Zühtü’yü ikna etmeye çalışan bir şarkı. Fakat gelin görün ki biraz da Zühtü’yü küçük gören, onun kandırılabilir ve biraz saf biri olduğu sonucunu da veriyor sanki bu şarkı, garip.

 

Tabii dönemin şartları şimdiki kadar hızlı iletişime izin vermese de bu şarkıya CHP cephesinden de bir cevap geldi. Bu sefer şarkının adı Keltoş Zühtü’ydü. Kemal Güney tarafından hazırlanan bu parça da en az Öztürk Serengil’in söylediği kadar marjinal. Sözleri biraz daha agresif, biraz daha sert. İlk şarkının aksine bu sefer Anadolu Rock tınıları değil, türkü formu hakim. Farz-ı misal; ilk şarkıdaki müthiş keyboard solo bu şarkıda yok. Sözleri ise en az ilk şarkı kadar inanılmaz:

 

“-Hayrola pek keyiflisin?

-Hayırlı haber biraderim hayırlı haber! Zühtü nihayet çarşafladı!

– Nasıl yani?

– Artık eskisi gibi gerdan kırıp, sırıtamıyor Zühtü.

– Belki seçimlerin matemini tutuyordur abi

– Tabi ya keltoş Zühtü’nün suyu öyle ısındı ki onu seçimlerde kurtaramaz!”

Dört partili iktidardan ne haber Zühtü?

Nasılmış Zühtü? Rahat mıymış Zühtü?

Şimdi seçim ister oldun sebebi ne Zühtü?

Artık masken düştü! Seni keltoş Zühtü!

Kazıkların hesabını soracağız Zühtü!

Seçimlerde fiyakanı bozacağız Zühtü!

Seni keltoş Zühtü!

“-Abi sence niye seçim istedi Zühtü?

-Pili bitti biraderim! Pili bitti! Ne demişler yalancının mumu yatsıya kadar yanarmış! Milletin parasıyla millete cephe kurup har vurup harman savurdular! Hesap günü geldi biraderim! Hesap günü geldi!”

Ecevit’le uğraşmaktan bıkmadın mı Zühtü?

Seni faşist Zühtü! Seni keltoş Zühtü!

Okulları mezar yaptın acımadan Zühtü!

Seni katil Zühtü! Seni keltoş Zühtü!

Ölenlerin hesabını soracağız Zühtü!

Seçimlerde fiyakanı bozacağız Zühtü!

Seni keltoş Zühtü!

“-İşte böyle biraderim, daha neler yaptılar neler. Hoca hazretleri okuyup üfledi, davul tozu minare gölgesiyle bol bol temel attı! Başbuğ ise milletin parasıyla azgın kurtlarını besleyip okullara ölüm saçtı! E keltoş Zühtü’ye gelince malum, bütün sülalesini milyoner yaptı! İşte bunun için seçim istiyor Zühtü! Aklı sıra kaçıyor Zühtü! Nereye Zühtü?”

Temel atıp, göz boyadın aklın sıra Zühtü!

Biz yemeyiz Zühtü! Seni keltoş Zühtü!

Milyonlara milyar kattın biliyoruz Zühtü

Artık masken düştü, seni keltoş Zühtü!

Kazıkların hesabını soracağız Zühtü!

Seçimlerde fiyakanı bozacağız Zühtü!

Seni keltoş Zühtü!

“Şu palyaço’yu da aday yapmış Zühtü! Yapar biraderim yapar! Denize düşen yılana sarılırmış derler. Kırat’ta iş kalmayınca iyice şaşırdı Zühtü! Bana kalırsa bırak bu işleri Zühtü! Çekil artık Zühtü! Isparta’ya Zühtü!”

Palyaço’yu aday yaptın, oy bekleme Zühtü!

Seçimlerde Zühtü, seni keltoş Zühtü!

Kırat’ında iş kalmadı, Isparta’ya Zühtü!

Haydi yallah Zühtü! Seni Keltoş Zühtü!

Kazıkların hesabını soracağız Zühtü!

Seçimlerde fiyakanı bozacağız Zühtü!

Seni keltoş Zühtü! Seni Katil Zühtü!

Düzenbaz Zühtü!”

 

Bu sefer Zühtü, halktan biri olarak değil; ilk şarkının da etkisiyle doğrudan Süleyman Demirel olarak ele alınıyor ve sanatçı tarafından çok daha politik bir dille; doğrudan doğruya karşı taraf hedef alınıyor. Evet, bu şarkı ilk şarkı gibi kendi seçmenine değil, rakip seçmene söylenilen bir şarkı. Bugünün rap dünyasındaki DİSS tarzını da andıran bir yapısı var. Üstelik yalnız Süleyman Demirel’i değil, Necmettin Erbakan ve Alparslan Türkeş’i de hedef alıyor bu şarkı.

 

Bu iki tesirli parçanın ardından; 1977 seçimlerini Bülent Ecevit ve onun CHP’si kazandı. CHP bu seçimde tarihteki en büyük başarılarından birini kazandı ve %41 ile seçimi birinci bitirdi. Lakin dönemin seçim sisteminde %10 barajı yoktu, CHP tek başına iktidar olamadı. Bülent Ecevit’in kurduğu azınlık hükümeti de güvenoyu alamayınca, AP, MHP ve MSP tarafından 2.Milliyetçi cephe hükümeti kuruldu. Yani bir nevi, Zühtü bir şekilde Komünizmin yalanına kanmamış oldu! Fakat sokakları, üniversiteleri, fabrikaları ve köyleri eskisinden de kanlı günler bekliyordu, 12 Eylül’e giden yolda atılan en ciddi adımlardan biriydi ortaya çıkan durum. %41 aldığı halde iİktidara gelememiş bir sol parti, 3’e bölünmüş sağ cenah ve asla uzlaşamayan sokaklar…

 

Sevgilerle…


KOMÜNİSTE KANMA ZÜHTÜ:

 

KELTOŞ ZÜHTÜ: