Thomas Magnus
Düşünceler ne kadar çok kelimeye dönüşürse o kadar anlam kaybeder. Insan bu yüzden yalnız olduğu sürece bütünüyle kendisi olur. Çünkü kendini kendisine anlatmaz ve düşünceleri kelimelere dökülmez. Schopenhauer da okuduğumuz kişi değildi çünkü her fikri kağıda yazılırken değişti.
arthur cohen
Bir insanın yalnızken yaptığı/ilgilendiği/düşündüğü şeyler tamamen karakterini ve kendini yansıtır. Toplum bizi kendimizden uzaklaştırıp, kalıplara sokar. Yalnız kaldığınızda; ne düşünüyor ve neyle ilgileniyorsanız bu tamamen sizin gerçek karakterinizin uğraşlarını yansıtır.
GülşahAyErkasap
İnsan ancak kendisiyle yalnız kalabildiğinde kendini keşfetme, deneyimleme ve tanıma şansı olur. İç sesinin, kendisinden başkasından en az etkilendiği, kendisini en çok ifade edebildiği ortam yalnızlık halidir.
kaytanfurkan
Caddeler, sokaklar, kafeler, kahvehaneler… Birer tiyatro sahnesi değil midir? Dışarı adımını attığın an, ayak kaplarını giydiğin an hâlâ kendin olduğunu iddia edebilir misin? Maskeni takmadan dışarı çıktığına kendini inandırabilir misin? Kadınlar belkide en bariz örnekleri makyajını yapmadan çıkabilir misin? Gülmek gelmese de içinden sen de gülmüyor musun ? Yalnız başınayken kurduğun, sorguladığın seyleri rahatça tartışabiliyor musun ? Evet insan cahilliğiyle, aptallığıyla üzüntüsüyle sevinciyle yalnız başınayken kendidir.Yorgunken başını yastığa koyduğunda düşündükleriyle kendisidir. Vatanseverliğiyle, durgunluğuyla sadece yalnızken kendidir.Slogan atmadan kendini duyuracak kimse yokken kendidir.Tek başına bir şiir okurken kendidir.Bir kitabı okurken kimse görmediği halde altını çizdiği yer kadar kendidir.Eğer yalnızken bir şey yaptığını hissedemiyorsa insan zaten yoktur.Bana gelirsek Edip Cansever’in dediği gibi “Yokum…Yalnız bile değilim.
sikendinevyin
Yaşamımızda içimizdekileri dizginlememizi sağlayan bir ahlak, etik sistemi mevcuttur. Ahlak, etik var olabilmek için topluma ihtiyaç duyar. Toplumun olmadığı yerde ise yerini vicdana bırakır. İnsanı başından sonuna kendisi olmak zorunda bırakır yalnızlık.
hakannkrll
İnsan sosyal bir varlık olduğu için zaman içinde çevresel faktörlerden etkilenir. Bunlar arkadaşları, ebeveynleri, kitle iletişim araçları, dil, kültür vs. diye uzar gider. Ve tabiki de günümüz prefigüratif toplumda televizyon etkisini de es geçmemek gerekir. İnsanın hayatı bunlara göre şekillenir ve aslında tek başına insan dediğimiz kişi toplumun ayrılmaz parçası olan bir bireydir. Mesela ormanda büyüyen bir çocuğun konuşma yetisi gelişemez ya da sürekli alkolik baba tarafından dövülen bir kızında belki erkeklere karşı sevgisel bağı oluşamayabilir, veya erkek de ileride karısına şiddet gösterebilir babasından böyle gördüyse davranışları. Yani sonuç olarak Freud’un deyimiyle insan id, ego ve süper egodan oluşur. Yani ilkel dürtülerimiz ve toplumsal ahlak normları arasında bir yerde ego tarafından dengeleme sonucu bir birey oluruz. Dolayısıyla yalnızlığı başkalarından ayrı düşünebilme diye bakarsak kendimizi bulabiliriz diye düşünüyorum. Yoksa hamur gibi ya börek oluruz ya da pasta ama bizim özgün olan muzlu ekmek olmamız gerek.
FİKİR BELİRTEN HERKESE TEŞEKKÜRLER.