Ülkemizin en büyük ve köklü sorununa akılcı bir yaklaşım.


 

Günümüzde üniversitelerin görevi sorgulanmaya başlandı. Öğrenciler olarak en çok biz sorguluyoruz. Üniversiteler, bizlere sadece bilgi aktarma noktasında var olduğunu düşünüyor. Doğal olarak eğitimden çok öğretime yönelik anlayış gözlemliyoruz.

Artık bilgi öyle bir hal aldı ki bize öğretilenlerin çoğuna internetten ulaşabiliyoruz. Bu nedenle üniversitelerin bize ne kattığı noktasında aklımızda soru işaretleri oluşuyor. Öğrenciler olarak bu kadar vaktimizi ayırdığımız yerden acaba ne kazanım elde ediyoruz?

 

Öğrenciler  Ne İstiyor?

21 yy. Türkiye’sinde  birçok kamu, üniversite ve sivil toplum kuruluşlarının üniversitedeki öğrencilerin hangi yetkinliklere sahip olmaları konusunda bir fikri yok.

Eksik olduğumuz konulara baktığımızda aslında çok da uzak olmayan kavramlara rastlıyoruz;

  •  Yaratıcı ve inovatif düşünce
  •  Kritik düşünme ve problem çözme
  •  İletişim işbirliği
  •  Medya, teknoloji, bilim okuryazarlığı

Dünya öyle bir hızla değişmeye başladı ki artık her şeye şaşırmıyoruz. Esneklik ve uyum sağlayabilme özelliklerimiz gelişti.

 

 

Yeni Nesil Memur Olmak İstiyor

Türkiye’de Z kuşağı yani 2000 sonrası kuşak dünyadaki yaşıtlarından farklı olarak memur olmak istiyor.

Bugün ve Yarın Hayalimdeki Gelecek araştırmasına göre; gençlerin yüzde 43’ü memur yüzde 23’ü özel sektör, yüzde 18’i aile mesleğini , yüzde 6’sı kendi işini kurmak istiyor. İçimize kendini garantiye alma duyguları işlemiş.

Aile etkisinin en büyük faktörlerden olduğunu gözden kaçırmamak lazım. Bu rakamlara göre Türk tipi Z kuşağı bizleri bu çağda geri götürür. Tabi talep patlamasının yaşandığı alanlarda artık ne gibi suistimaller döner bunu sizin yorumlamalarınıza bırakıyorum.

 

Eğitimde Büyük Fedakarlık

HSBC grubunun Türkiye dahil 15 ülkede 10 bin ebeveyn ve 1500 üniversite öğrencisi ile yaptığı “Eğitimin Bedeli” adlı araştırma sonucuna göre; aileler çocuklarının eğitim masraflarını karşılayabilmek için ek işlerde çalışmak zorunda kalıyorlar. Üstüne üstlük fedakarlık yaparak borçlanıyorlar.

Ailelerin % 73’ü eğitim masraflarını karşılayabilmek için sosyal hayatlarından ödün veriyor. Borçlanmayı da uzun vadeli krediler ile ödemek zorunda kalıyorlar.

Büyükanne ve büyükbabalar öğrencilerin en büyük destekleyicilerden nitekim araştırmada bunu kanıtlıyor. Ailelerin % 21’i büyükanne ve büyükbabaların torunlarına eğitim masraflarında yardımcı olduğunu söylüyor. Buna ek olarak her 5 üniversite öğrencisinden 4’ü günde 4,9 saat yarı zamanlı çalışarak eğitimine katkı sağlıyor.

Bu soruna çözüm olarak da eğitim masraflarının daha önceden planlanarak birikime yönelmek olduğunu vurguluyorlar.

Peki bu kadar çekilen çile, harcanan çabaya rağmen bizler karşılığında ne alıyoruz? Eğer eğitim hayatını bir plana bağlı kalarak sürdürenler varsa en azından hedeflerini gerçekleştirmek uğruna buna katlanabilirler. Öğrencilerin çoğunun önlerini göremedikleri aşikâr.

Dünya ekonomik forumunun raporuna göre işe alımlarda yetkinlik arayışlarına baktığımızda;

  • Kompleks problem çözme
  • Kritik düşünme
  • Yaratıcılık
  • İnsan yönetimi
  • Duygusal zeka!

konuları ön plana çıkıyor. Bu konu hakkında yapılan çalışmaya  www.p21.org’dan daha detaylı ulaşabilirsiniz.

İnsana değer veren eğitime geçmek için daha neyi bekliyoruz? Şu an var olan dersler ile geçmişte bilmemiz gerekenlerle, geleceği tasarlamaya çalışıyoruz.

Çocukluktan itibaren Z kuşağı denilen 2000 sonrası doğumlulara kodlama, teknoloji okuryazarlığı gibi geleceği inşa etmede en önemli etkenleri aşılamaya çalışmalıyız.

Birçok üniversite öğrencisinde görüldüğü gibi İngilizce eksikliğimiz hala büyük öneme sahip. Dinlediğim her alanında uzman kişide dünyayı takip edebilmek için yabancı dil konusuna ehemmiyet verilmesi gerektiğini söylemekte.

Artık bir yabancı dilin yetmediği bu zamanda bizler ilköğretimden beri gördüğümüz İngilizce problemini aşamadık. Bu sistemle devam edilirse aşılabilecek gibi de görünmüyor. Ezberci zihniyeti derinliklerine kadar hisseden bu anlayışta başarı ve öğrenmek de mümkün değil.

Kaçımız bir sunumun nasıl hazırlanacağı konusunda bilgi sahibi? İş hayatının her alanında olan bu büyük eksikliği bile doğru düzgün bilmiyoruz. Renk uyumundan tutun yazıların çokluğuna, rakam çokluğu yerine basit bir grafikle anlatıma kadar birçok  eksikliğimiz var.

Grup çalışması nasıl yapılır bilmiyoruz. Grup halinde hareket etme gerektiğinde sorumluluk almaktan kaçınıyoruz. Oysa asıl başarı birbiriyle uyum içinde çalışan kadrolardan geliyor.

Dahası basit haliyle bir mail atmada bile hatalarımız var. Benim de dahil olduğum çoğu öğrenci kendi kendine bir şey öğrenmiş ise uyguluyor yoksa bunu bize öğreten bir yer yok.

İş hayatında bu temel yetkinliklerden haberdar olmadığımızda hem işi öğrenmeye çalışıp hem de bu yetkinlikleri kazanmaya  uğraşmak bizi zorlayacak.

Bu konulara çözüm olarak önerebileceğim bir adres var;

WWW.MZV.ORG.TR

Bu adresten hafta sonları olan programları takip etmenizi öneririm. Sizin için gerçek anlamıyla faydalı olacağına inandığım benim de dahil olduğum bir 21 yy. yetkinlik programı.

Bu yüzyılın meslekleri gelecekte olmayabilir ama elde ettiğimiz yetkinlikler bizi birçok ortama uyum sağlayabilecek duruma getirecektir.

 

karani kaya


 

Kaynakça:

https://www.webtekno.com/durum-vahim-z-kusaginin-neredeyse-yarisi-devlet-memuru-olmak-istiyor-h61662.html

https://www.hsbc.com.tr/haberler/hsbc-grubunun-egitimin-degeri-basarinin-bedeli-raporu-yayinlandi

www.p21.org

WWW.MZV.ORG.TR