Ekonomi sözcüğü “oikia” (ev) ve “nomos” (kural) köklerinden gelir, “ev yönetimi” anlamındadır.  Günümüzde ekonomi, üretim, tüketim, dağıtım ve ithalat, ihracattan oluşan insan etkinliği olarak bilinir. Tarihine gelince tabii ki paleolitik çağa yani ekonominin temel yapı taşı olan tüketimin başladığı tarihlere gitmemiz gerekiyor.

 

 

Günümüzden yaklaşık 500 bin yıl kadar önce bugünkü insanın gerçek ataları sayılan homo sapiens ve homo sapiens neandertalensis’in ortak atası görülmeye başladı. Bunlar artık atalarına nazaran iki ayak üzerinde rahatça duran, boyu daha uzun, beyni daha büyük türlerdi. Alet ve ilkel silahları yapabiliyor, ölülerini gömüyorlardı (s.19). İnsan günümüzden yaklaşık 200 bin yıl öncesinde bugünkü formu ile görülmeye başlandı. Homo sapiens’in daha önceki insan formlarına göre düşünebilme ve düşündüğünü uygulayabilme yetisi daha gelişmişti. Avcı toplayıcılıkla başlayan bu süreç, basit aletlerin yapımı ve ateşin bulunuşu devamında yerleşik hayata geçiş, dolayısıyla tarım ve hayvancılık en sonunda da yazının bulunuşu ile yerini kent devletlerine, paranın icadına, ticarete, büyük imparatorluklara ve ticaretin gelişmesine bırakacaktır. İlkel olarak insanlar, avcı toplayıcı toplumlar ekonominin sadece tüketim faktörünü yerine getirmişlerdir. Yalnızca beslenme, barınma, üreme gibi temel ve içgüdüsel ihtiyaçlarını doğanın onlara verdikleriyle karşılayıp herhangi bir artı zamanları olmadığı için üretim ve birikim yapmamışlardır. Zaman içerisinde ok ve yay keşfedilip daha büyük hayvanların avlanabileceği fark edildikten sonra artı zaman ortaya çıkmıştır. İnsan artı zamanı ortaya çıktıktan sonra beslenme, barınma ve üremenin dışında çeşitli aktivitelere katılma fırsatı bulmuştur. Bunların ilk örnekleri mağara duvarlarına resimler çizilmesi, daha çok şifacılar olarak bilinen din adamlarının ortaya çıkmasıydı. Avcılık o dönemde kas gücü daha fazla olan erkekler tarafından; toplayıcılık, çocuk beslenmesi ve korunması gibi işler de kadınlar tarafından üstlenilmiştir. Avcı toplayıcı toplumlar daha o yıllarda kendi aralarında avladıkları, topladıkları yiyecekleri, taşları, hayvan postlarını değiş tokuş etmişlerdir. Zaman içerisinde gelişen ve daha örgütlü hale gelen değiş tokuş üst paleolitik çağı yani M.Ö 35.000- 10.000 yılları arasını gösteriyor. Orta ve Doğu Anadolu’da çok sayıda yatağı bulunan obsidyenden yapılma alet ve silahların Doğu Akdeniz sahillerinde, Akdeniz kökenli midye ve istiridye kabuklarının Orta Anadolu’da bulunmuş olması ticaret ilişkilerinin buralarda gelişmiş olduğunun kanıtıdır. Bir başka kanıt da Don Nehri kıyısındaki Gagarino’da bulunan bazı çakmaktaşlarının, nehrin 120 kilometre kadar aşağısındaki bölgelerden, belki de bir diğer büyük kampın bulunduğu Kostienski’den getirilmiş gibi görünmesidir (s.24).

 

 

Neolitik dönem insanoğlunun üretime resmen geçtiği dönem olarak bilinir. M.Ö 8000-4500 yılları arasında toprağa yerleşen insan birçok devrimi üst üste bu dönemde gerçekleştirmiştir. Avcılık ve toplayıcılıktan hayvancılığa ve tarım üretimine geçen insan, artık hayvanları besleyerek onların etinden, sütünden, postundan faydalanmaya, tahılları toprağa ekmeye başladı. Yerleşik hayat önceki tarihlerde insanın elde ettiği artı zamandan çok daha fazlasını elde etmesini sağlamıştır. Bunun sebebi üretime geçiştir. Artık insan sadece ihtiyacı olanı değil, ihtiyacından da fazlasını bu dönemde üretmeye başladı. Bununla birlikte çeşitli mesleklerin ortaya çıktığını görüyoruz. Küçük köyler gibi yeni yerleşimlerin de meydana çıkmasıyla mimarlık, din adamlığı, çiftçilik, sanatçılık gibi meslekler gelişmiştir. Çiftçiler mallarını, hırsızlardan, hükümdarlardan korumak için tapınaklara ve din görevlilerine emanet etmeye başladılar. Din görevlileri bu emanetleri ihtiyaç sahiplerine ödünç olarak vermeye, geri getirdiklerinde aynı mal cinsinden faizini de almaya başladılar. İlk bankalar tapınaklar, ilk bankacılar ve faiz alanlar da din görevlileriydi (s.35). M.Ö 7000’li yıllarda bugünkü Filistin’de ilk yerleşim ortaya çıktı. Hemen hemen aynı dönemlerde Konya Çatalhöyük’te benzer bir yerleşim daha ortaya çıkmıştır. Bu tarihlerde insanlar kentlerin etrafını duvarlarla çevirmeye, sulama yapmaya başlamış ve tekerleği icat etmiştir. M.Ö 3000’lerde insanlar aslında paleolitik çağdan beri birbirleriyle iletişime geçmek için kullandıkları çizimleri geliştirmiş, bunları borç-alacak hesaplarında kullanmak için çivi yazısına dönüştürmüştür. Çivi yazısını ilk kez Sümer rahipleri tapınaklarda depolanan ve buradan çekilen malların kaydedilmesinde kullandılar. Yazının Sümer’den bağımsız olarak icat edildiği yerler Mısır(M.Ö. 3000’ler), Çin (M.Ö. 1300’ler) ve Meksika’ydı(M.Ö. 600) (s.36). Yazının icadı ileriki yıllarda banka sistemini geliştirecek, ticaretin daha çok gelişimini, vergilendirme sistemini ve tabi ki parayı gün yüzüne çıkaracaktır.

 

ozan yılmaz


 

Kaynakça:

Dr. Mahfi Eğilmez- Tarihsel Süreç İçerisinde Dünya Ekonomisi (s.19, 24, 35, 36)

https://www.wikizero.com/tr/Antik_Çağ

https://www.wikizero.com/tr/Neolitik_Dönem

https://www.wikizero.com/tr/Eski_Taş_Çağı