Hasan Ali Yücel’in kişiliğini ve kültür politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?


 

Çok doğru buluyorum. Hasan Ali Yücel… Hasan Ali Yücel enteresan, Doğu ile Batı’yı da bilen bir insan ve tercüme bürosunun… Düşünün, klasikleri, Milli Eğitim klasiklerini düşünün. Yayıncılık açısından da çok önemli bir girişimde bulunmuştur ve onun dışında da kültür politikası…

 

Kültür politikası aslında tehlikeli bir laftır. Çünkü her iktidarın, her rejimin bir kültür politikası vardır. Kültür politikası deyince o politika baskın, egemen bir şey oluyor. Aslında belli bir kültür anlayışının tarafsız desteklenmesi gerekir. Kültür politikası, yani kültürün çoğulcu politikasını desteklemek anlamına alınmalıdır. Hasan Ali Yücel’in çıkardığı kitaplar buydu. Batı’nın da büyük yazarları çevrilmişti, Doğu’nun da büyük yazarları çevrilmişti. Onlar hakkında incelemeler de çevrilmişti. Tercüme Dergisi diye bir dergi de çıkmıştı. Tabii bu arada bunların içinde köy enstitülerini de unutmamak lazım.

 

Zamanında köy enstitüleri çok tuttuğum, hakkında da çok yazdığım, yazarlığını çok savunduğum köy romanları diyoruz… E köy romanlarını bilmeden bugünün Türk edebiyatını anlamak mümkün değil. Çünkü köy, kasaba, şehir bağlantıları incelenmesi gereken bir etkileşim alanıdır. O günün köyü başka bir köy, sonraki köy başka bir köy. Kasaba ne şehir olabilmiş ne köy kalabilmiş bir yer. Yaşar Kemal de yazmış onu. Başka yazarlar da yazmış. O açıdan köy enstitüleri çok önemli. Ben de çok yazı yazdım, bütün kitaplarda sözünü ettim. Onlar da bana, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği, Aydınlanma Onur Ödülü verdiler, İzmir’de bir törende.