Da Vinci’nin tekniği ve çizgileri üzerine yalın bir inceleme.


 

Tarih boyunca birçok sanatçıya ilham veren bu olay Matta 26:14–25’inci bölümünde geçer. Hamursuz Bayramı’nın birinci gününde İsa ve 12 havarisi Hamursuz adeti olarak toplanıp şarap içip ekmek yemek üzere anlaşıyorlar. Ancak 12 havarisinden biri olan Aziz Yahuda Iskariot, İsa’yı öldürmek isteyen başrahiplere otuz gümüş karşılığında İsa’yı ele vereceğine dair söz veriyor. Bundan sonrası İncil’de böyle geçer:
Hamursuzun birinci günü gelip akşam olunca İsa on iki öğrencisiyle yemeğe oturdu ve yemek esnasında onlara “Size doğrusunu söyleyeyim, sizden biri bana ihanet edecek” dedi. Havariler de telaşlı şekilde sıra sıra “Ben miyim?” diye sordu. O da, “Bana ihanet edecek olan” dedi, “Elindeki ekmeği benimle birlikte sahana batırandır. İnsanoğlu, kendisi için yazılmış olduğu gibi gidiyor, ama İnsanoğlu’na ihanet edenin vay haline! O adam hiç doğmamış olsaydı, kendisi için daha iyi olurdu.” Dedi.
O’na ihanet edecek olan Yahuda, “Rabbî, yoksa beni mi demek istedin?” diye sordu. İsa ona, “Söylediğin gibidir” karşılığını verdi.
Yemek sırasında İsa eline ekmek aldı, şükredip ekmeği böldü ve öğrencilerine verdi. “Alın, yiyin” dedi, “Bu benim bedenimdir.” Sonra bir kâse alıp şükretti ve bunu havarilerine vererek, “Hepiniz bundan için” dedi. “Çünkü bu benim kanımdır, günahların bağışlanması için birçokları uğruna akıtılan antlaşma kanıdır. Size şunu söyleyeyim, babamın egemenliğinde sizinle birlikte yenisini içeceğim o güne dek, asmanın bu ürününden bir daha içmeyeceğim.”

 

Olay İncil’de bu şekilde geçiyor. Bu sahne Hrıstiyan sanatı döneminden beri çokça resmedildi ancak en önemli eser şüphesiz ki Leonardo Da Vinci’nin Son Akşam Yemeği adlı eseri oldu. Bu eseri diğerlerinden farklı kılan şey; diğer ressamlar genellikle İsa ve yan yana dizilip yemek yiyen 12 havarisini resmetti, onlara duygu ve hareket yüklemedi. Leonardo ise farkını konuşturup tam olarak ‘an’ı resmedip İsa’nın “sizden biri bana ihanet edecek” dediği kısmı yansıttı. İsa’nın ifadesine baktığınızda ellerini iki yana açıp üzgün şekilde masaya bakıyor. Ayrıca perspektif ve orantı konusunda da fark yaratarak sanat tarihinin en başarılı eserlerinden birisini çıkartıyor ortaya Leonardo. Tek bir noktada birleşen tek kaçışlı perspektif yöntemini kullanarak İsa’nın önemini ve merkezi konumunu vurguluyor. Biraz açmak gerekirse: Yemek sade bir odada gerçekleşiyor, her iki yandaki koyu renk duvarlar birbirine paralel şekilde sıralanıyor, dikkati çekecek başka bir şey yok. Böylece izleyici ön planda gerçekleşen eyleme odaklanıyor. Arka duvar ise, Milano’nun kırsalını anımsatan dalgalı bir manzaraya bakan üç pencerenin hakimiyetinde odağı merkeze, İsa’nın bulunduğu noktaya çekiyor.

 

 

 

Havarileri incelediğimizde ise İsa’nın bulunduğu noktadan bize göre solda kalan tarafına doğru ilerlediğimizde ilk önce Yuhanna ile karşılaşıyoruz. İsa’nın ölümünden sonra yasını tutacak olan Yuhanna’nın yas tutmaya başladığını görebiliyoruz. Onun yine bize göre bir solundaki kendisine göre biraz daha yaşlı görünüme sahip olan Aziz Petrus’un ise sağ elinde bir bıçak tuttuğunu görüyoruz. Bu bıçak yemekten sonra İsa’yı yakalamaya gelecek olan askerlerden birinin kulağını keseceği bıçaktır. Onların biraz önünde ise olayın baş kahramanı Yahuda Iskariot’u elinde sıkıca tuttuğu gümüş kese ile resmederek yaptığı ihanete vurgu yapmıştır Da Vinci.

 

 

İsa’nın bulunduğu noktadan bize göre sağda kalan ve işaret parmağını gösteren kişi Havari Thomas’tır. Şüpheci Thomas olarak da anılır. Thomas’ın bir parmağı havada resmedilerek yine İncil’de geçen bir başka olay anlatmak istenmiş. Bu olayda İsa çarmıha gerildikten 3 gün sonra havarilerinin yanına gelip onlara görünmüş ve o sırada orada olmayan Thomas, olanları duyunca diğer havarilere inanmamış. “Onu görmedikçe, elindeki çivi izlerine dokunup, karnındaki yaraya parmağımı batırmadıkça size inanmam” demiş. Bir gece sonra İsa geri gelip Thomas’a “Gel buraya, bak ellerime! Parmağını batır karnımdaki yaraya, şüpheci olma, inançlı ol!” demiş. Bu an da Caravaggio tarafından işte böyle resmediliyor:

 

 

Son Akşam Yemeği’nin tamamlanmasından bu yana, eser, Rembrandt van Rijn ve Peter Paul Rubens gibi sanatçıların ve Johann Wolfgang von Goethe ve Mary Wollstonecraft Shelley gibi yazarların övgüsünü topladı. Aynı zamanda eser, sayısız çoğaltmaya, yorumlamaya, komplo teorilerine ve kurgu eserlerine ilham verdi.
Leonardo Da Vinci, eseri 1495 ile 1498 yılları arasında, Milano’da Santa Maria Della Grazie Manastırı’nın yemek salonunun duvarına, sanılanın aksine tabloda yağlı boya yerine duvar üzerine tempera tekniği ile kuru zemine yaparak Rönesans sanatına bir yenilik getirdi ancak bu yenilik eserin yavaş yavaş da sonu oluyor. Kuru zemine yapıldığından resim zamanla nefes alamamaya, boya tabakası nemin etkisiyle çatlamaya başladı. Manastır çalışanları 1652 yılında hava aldırmak amacıyla İsa’nın ayaklarını da feda ederek eserin bulunduğu duvara bir kapı açmışlar ama yine de pek fazla faydası olmamış.
Ayrıca eserin tek savaştığı şey nem ve sıcaklık olmamış. Napolyon’un istilasının ardından birliklerinin yemekhaneyi ahır olarak kullanması ve 19. Yüzyılın başlarında maruz kaldığı sel felaketinin yanı sıra, II. Dünya Savaşı sırasında düşen bir bomba sebebiyle çatının ve yemekhanenin bir duvarının yıkılmasına neden olduğu büyük felakete maruz kaldı. Çeşitli felaketlere direnen resim nihayet 1999’da geniş çaplı bir restorasyonun ardından günümüz halini aldı.

 

 

Günümüzde ise restorasyon çabalarına rağmen resim gittikçe daha da kırılgan olmaya devam etmekte. Bu nedenle, bozulmalarını yavaşlatma amacıyla, ziyaretçilere küçük gruplar halinde eseri görmeleri için 15 dakika süre verilmektedir. Leonardo’nun bu eserinin günümüze çok kötü bir durumda ulaşmış olması inanılmaz bir talihsizlik olsa da dönemin resim anlayışına ve sanat tarihine sunduğu katkı muhteşem boyutlarda olmuştur.

 

emirhan mete


 

Kaynakça: 

Last Supper – Wikipedia.org

Last Supper – Galileo.org

Son Akşam Yemeği – Tarihli Sanat

Last Supper Fresco – Britannica

İncil

Gombrich, Ernst, Sanatın Öyküsü, Remzi Kitabevi

Faure, Paul, Rönesans, İletişim Yayınları