Caravaggio’nun, “Judith, Holofernes’in Başını Keserken” adlı eseri İncil’in apokrif sayılan bir kısmındaki hikâyeyi bize anlatır. Bu hikâye Asurluların Yahudileri işgal ettiği bir dönemde dul kalan korkusuz Judith’in halkını bu işgalden kurtarabilmek için yaptığı bir planı ve ardından kazandığı zaferi anlatır. Judith, halkını kurtarmak için tehlikeli bir plan yapar ve Asurlu general Holofernes’e ona halkı hakkında bilgi vereceği vaadiyle kandırır ve yakınlaşır. Bir gece Holofernes bir ziyafette sarhoş olur ve Judith onu çadırında gafil avlar ve başını keser. Elinde generalin başının yer aldığı bir torbayla kamptan ayrılan Judith, tüm Asurlulara korku salar ve böylelikle kaçıp gitmelerini sağlamış olur. Aynı hikâye 16. yy ve Barok dönemde Caravaggio gibi birçok ressam tarafından da resmedilmiştir.

 

Caravaggio — Judith Beheading Holofernes, 1599


 

Caravaggio, Judith’in tiranlığa karşı zaferin sembolü olarak geleneksel kimliğinin kesinlikle farkındaydı; ancak konuyu öncelikle bir melodram olarak sunmuş, Holofernes’in başının kesildiği nispeten nadiren temsil edilen doruk noktasını seçmiştir. Güzel, fiziksel olarak zayıf fakat korkusuz olan Judith, Holofernes’in saçlarını yakalayıp kılıcıyla başını keserken tiksintiyle geri çekilir. Yatağında güçlü ama sarhoş, çıplak ve çaresiz kalan Holofernes, bilincinin son anının beyhude mücadelesinde donup kalmıştır. Endişe ve büyük bir şaşkınlık içinde Judith’e bakmaktadır. Yaşlı hizmetkâr ise fazla öfkeli bir şekilde, Holofernes’in kesilmiş kafasını almak için torbayı tutmaktadır. Eser bize dehşet verici bir görüntü sunar. İlgi odağı kahramanın ruh halindedir: yaşlı kadının acımasız memnuniyeti, Holofernes’in şoku ve Judith’in kararlılık duygusu. Caravaggio beden dilini muhteşem bir şekilde duruşlarda, jestlerde ve yüz ifadelerinde hatta sıkılı ellerde de kullanır.

 

Caravaggio, eserlerinde duyguları muhteşem bir titizlikle ve tezatlardan doğan bir uyumla bize yansıtmaktadır. Eserlerinin dikkat çekici olması da ölüm ve yaşam, güzel ve çirkin, karanlık ve aydınlık gibi birbirine zıt kavramları uyum içinde sunmasıdır. Bunlarla birlikte Caravaggio’nun ışık-gölge kullanımları olan “chiaroscuro” tekniğini güçlü bir şekilde kullanması ile birlikte muhteşem bir görüntü sunar.

 

Caravaggio; ustaca kullandığı ışık, kompozisyon ve insan duygularına gösterdiği titizlik sayesinde bizi gücün, ahlakın ve bireylerin adalet arayışında ne kadar ileri gidebileceklerinin göstergesiyle baş başa bırakır.

 

Sanat Harmonisi’ne kulak ver: 

 

 

semanur çelik