İlk Heyecan
İlk gülüşler, ilk sevişler, ilk yaşayışlar… Yaşandıktan bir daha sonra sonu gelmeyen, sonunun sonsuzluğa ulaştığı ilklerin, değil tatlı bir özlemle, bilâkis acı bir kahredişle hatırlanışının bir haykırışı. İlk sana…
Tutkunuzun Kaynağı – Sinan Canan
Tutkunuzun kaynağı nedir? Valla o soruyu ben de anlatırken yani mecburen soruyorum. Daha doğrusu insanlara tutkunun kaynağını anlatmaya çalışırken bir şekilde onu formüle etmeye çalışıyoruz ama galiba benim görebildiğim…
Kırmızı: Dağılış
Kırmızı’nın gündüz düşü, okurları için bir son; O’nun içinse bir uyanışla sona eriyor. Bir metro istasyonu, bir sahil kasabası ve bir çocukluğun yıllanmış şaraba döndüğü ev. Acımsı bir tat,…
KIRMIZI – III
Aşkının rengini arayan Kırmızı’nın tragedyası, tüm renklerin kaybolduğu siyah bir perdeyle kapanıyor. Kırmızı bu sefer bir tiyatro oyunundaydı. Tiyatro ilk defa tüm insanlığı kendisine çekebilmişti. İnsan böyleydi işte! Kendisine…
Platonik Kierkegaard ve Aşkın Ben Halleri
Kierkegaard’ın düşüncelerinden başlayarak ruhuna doğru giden bir yolculukta aşk ve insan kavramlarını irdeleyen, harikulade bir metin. “O, birey.” -Kierkegaard’ın mezar taşının üzerinde yer alması için önerdiği cümle ‘O…
Ah Leylim, Leylim! Gözü Kör Olmayasıca, Zalım Leyla!
Ama sizin Yenişehir evlerinde bizim karpuzları kesecek bıçak varmola? Palalar, satırlarla keseriz biz. En küçüğü 20 kg çeker. Gözlerinden ÖPERİM. Umudum postalarda, vay beni? Beni? Ah Leylim, leylim….